Ceza Hukuku kategorisinde tarafından
Temmuz ayında yöneticisi olduğum apartmanda komşumu gürültü için uyarmaya gittim. Kapı açıldığından beri bana sen saygısızsın senin videonu çektim diye Türkçe bağırmaya başladılar. Komşular İranlı arada Farsça da bağırdılar. Bende polis çağırdım ve şikayetçi olduk. Haftasonu olduğundan haftanın ilk günü İranlı kadın tehdit ettiğim iftirası ile aile mahkemesine başvurmuş. Birkaç madde ile uzaklaştırma aldırdı. Konuşmayacağım ve iletişim kurmayacağım kararı. Ben bu mahkemeye itiraz ettim ve 2. mahkeme beni haklı buldu ve kararı kaldırdı. Daha sonra karakoldaki şikayetlerine göre savcı bizi uzlaştırmaya yönledirdi o zaman bu komşularımın hakkımda iftira atttıklarını gördüm. Uzlaştırmada edimsiz olarak vazgeçtiler ve bende bu durumu kabul ettim. Bugün elime tebligat geldi kavuşturmaya yer yok diye fakat tebligatta benim hiç söylemediğim kelimeler ve bunları ispat eden cd varmış ve savcı benim bunları yaptığıma kanaat getirmiş fakat böyle bir durum yok. Bir gece sabah 04 sularında farklı bir komşum sürekli telefonda konuşup rahatsız ettiği için dayanamadım ve camdan çıkıp küfür ettim bu sırada bu iranlılar benim 2 alt katımdan görüntümü ya da sesimi kaydetmiş. Bu küfür ve hiç söylemediğim ırkçı söylem ve tehditlerle ifade vermişler. Aile mahkemesine de bu şekilde başvurmuşlar fakat dairelerinin tam karşısında ki güvenlik kamerası görüntüsü ile 2. mahkemeye başvurdum ve karar iptal edildi. Şimdi soruşturmaya yer yok kararı var fakat ben hem savcının bu karara vardığını merak ediyorum. Ben bu kişilere küfür etmedim ve tehdit etmedim böyle bir görüntü ve ses kaydı yok. Gece olan konuda da benim görüntümü ve sesimi gizlice çekmeleri suç iken savcı nasıl delil sayar kaldı ki küfür ettiğim komşu ile bunların yerleri de bambaşka. Ben sağa bakıyor iken iki alt katıma nasıl etmiş olabilirim. Şimdi bu İranlı komşularım için şikayette bende bulunmuştum ama benim şikayetim ortada yok. Savcı karar alırken beni çağırmadı bana sormadı, ses analizi olmadı cd incelenmiş çözümleme yapılmış ben suçluymuşum.Ben bu iftiradan ve savcının bu kararından çok rahatsızım. Yarın adliyeye gidip kendisi ile görüşmek istiyorum ve aile mahkemesinin kararlarını da kendisine sunacağım ve cd ne ise görmek isteyeceğim. Bunun dışında savcılığa hem şikayetimin akıbetini soracağım hem de iftira suçundan şikayetçi olacağım. Sizce bunları yapmamda bir sakınca var mı? ya da yapmam gereken farklı bir durum var mı ? Özetle beni şikayet eden komşularıma asla küfür ve tehdit etmedim bu insanlar benim hakkımda suç uydurdular fakat sonra da edimsiz vazgeçtiler. Konu hakkında cevaplarınızı bekliyorum. Tşkler

2 Cevaplar

0 beğenilme 0 beğenilmeme
tarafından
tarafından seçilmiş
 
En İyi Cevap
Bu durumda yapman gerekenler konusunda sana tavsiyelerim olacak. Öncelikle, adliyeye gitmeden önce avukatınla görüşmen faydalı olabilir. Hukuki süreçler ve savunma stratejileri konusunda seni doğru şekilde yönlendirebilir. Savcının verdiği kararın gerekçelerini ve delilleri detaylı bir şekilde incelemeni öneririm. Eğer delillerde haksızlık olduğunu düşünüyorsan, savcılığa başvurarak itirazda bulunabilirsin. Ayrıca, iftira suçundan şikayetçi olmak istiyorsan, bu konuda da adım atabilirsin. Ancak, tüm bu adımları atarken sakin ve hukuki yollarla hareket etmeyi unutmamalısın. Olayın duygusal yönlerini bir kenara bırakarak adım adım ilerlemeni tavsiye ederim. Umarım bu süreci en doğru şekilde yönetir ve haklılığını kanıtlarsın. Başarılar dilerim.
0 beğenilme 0 beğenilmeme
tarafından
Adileye'ye gittim fakat savcı ile görüştürmediler. Ben de hakkımda ki şikayet dilekçesi, savcılık soruşturması ve delil cd'sinin kopyasını talep ettim ve aldım. Benim hakkımda ifade verenler olay günü yaşananları kısmi gerçeklikle anlatır iken geçmiş zamana atıfla bana bazı iftiralar atmışlar. Benden şikayetçi olan İranlı koca ifadesinde ( onların dairesi ile benim dairem arasında bir daire daha var) evde gezinirken onlara karşı siz yabancısınız sizin sahibiniz yok kendinize dikkat edin diyerek dolaşıyormuşum ve o beni duyuyormuş. İnce sıvalı tuğla duvar ile bitişik olsak inandırıcılığı olacak fakat bu mümkün değil çünkü ben iki kat üstümde ki komşularımın evinin içinde gezerken ne konuşmasını ne ayak sesini  hiç duymuyorum. İranlı eş ise ifadesinde olay gününden 9 gün önce onu tehdit küfür ve hakaret ettiğimi ve bunu telefonuna kaydettiğini söyleyerek benden şikayetçi oluyor. Görüntüyü sabah erken saatlerde kendisi odasının camında kendi yüzü gözükmeden bina cephesinin göründüğü bir kayıt alıyor. Bu görüntüde ben yokum. Fakat binadan soruşturmada geçen sözler duyuluyor. Bu sözleri ben söyledim ama farklı bir komşuya söyledim. Görüntüde benim sadece sinekliği kapatan elim gözüküyor. Yani tüm konuşmam odamın içinde iken oluyor. Ne onların kat'a aşağıya bir eğilme hareketim var ne de bir isim ile söylediğim lafların muhattabını belirtiyorum. Aslında bu İranlılar da bunu biliyor çünkü o günlerde apartmanın o cephesinde benim gibi bağıran en az 2 ikamet ve karşı binadan bağıran 1 ikamet sahibi daha oldu . Bu komşuya tepki olunca anladığım bu kadın pusuda bekleyip görüntü kaydı alıyor. Bu görüntü özel hayatın gizliliğini ihlal değil mi ? Bu kişileri olay günü televizyon izlediklerini ve benim yüksek ses olduğu için kapılarına giderek bu durumu şikayet ettiğimi ifadelerinde yazmışlar. Benim ifadem de ben televizyonun sesini kısın dedikten sonra hakarete uğruyorum ve görüntümü çektiklerini söyledikleri için oradan ayrılıp 112 aradım ve ekip çağırdım. Savcılık soruşturmasında İranlı kadında ifadesinde beni  tehdit ediyor dediği için sanki 112 yi arayan oymuş ve  o ekipleri çağıran mağdur kişiymiş  imajıyla olay anlatılmış. Delilleri inceleyen memurlar - kapıda iki kişi tartışıyor demiş- A kişisi küfür ediyor demiş. Sayın savcı ise olay günü benim kapılarına gidip olay gününden önce olduğunu ( kesinlikle iftira) karakol ifadelerinde yazdıkları tüm o durumları sanki olay günü kapılarında onlara  söylemişim gibi yazıp, bu şekilde karar alarak benim suçlu olduğumu belirtmiş ve uzlaştırmaya göndermiş. Ayrıca İranlı kadın olay günü ctesi gününe denk geldiğinden gelen ilk ptesi günü adliyede 6284 sayılı kanun üzerinden hakkımda dilekçe yazmış. Sanırım aynı delil cd'si ve iftiralar ile başvurmuş. Aile mahkemesi bana kısa sürede kısmen uzaklaştırma verdi. Sizde biliyorsunuz ki bu durumlarda delilin varlığı doğruluğu olayın gerçek mi yoksa uydurma mı olduğu önemsenmeden karar çıkıyor. 1 ay süre ile iletişim kurmam yasak  ve sosyal medyadan iletişim kurmam yasak gibi hatırladığım kadarıyla 5/1-a ve f den uzaklaştırma aldım.. Zaten böyle bir olay olmadığı için ve kararda yazan cezaları görünce bu kişi yine bana iftira atar ve bu cezalarım yerim endişesi ile mahkemeye ben itiraz ettim ve 2. aile mahkemesi tehdit için yeterli delil olmadığı için 1. mahkemenin kararını kaldırdı. Bu karar kesin oldu. Bu durumdan sonra sanırım onlar uzlaştırmada edimsiz uzlaşma istediler.  Şimdi benim elimde aile mahkemeleri kararları ve sayın savcımızın korakol beyanlarına bile uymayan bir tarih olay kurgusu ile suçlu bulduğu kararı var. Uzlaştırma sonucu kovuşturmaya yer yok çıktı. Ben de bu İranlı çift için suç uydurma ve iftira suçu ayrıca özel hayatın gizliliği ihlalinden savcılığa şikayet edeceğim. Aile mahkemesinden önce ceza yedim, savcılık şikayetinden de kovuşturmaya yer yok çıktı. İftira ve suç uydurmayı aslında ikisini de karşılıyor diye düşünüyorum. Çünkü hem mahkemeyi hem savcılık makamına karşı bu işleri yaptılar hem de yetersiz bir delili tasarlayarak sundular. Size danışmak istediğim üç durum var anlattığım şekilde olan görüntü kaydı özel hayatın ihlali değil midir ? Savcılık makamı farklı mahkeme farklı değerlendirmiş ki sayın savcının kararının zaman ve eylem konusunda doğruluğu yok. Ayrıca kavram olarak karıştırılan suç uydurma ve iftira suçu aynı anda olabilir mi ? son olarak da hakaret ve tehdit şikayete tabi suçlar olduğunu biliyorum fakat görüntüde ki sesin benim olduğunu kabul ettiğim için bu bana sorun çıkarır mı? Tşller saygılarımla

İlgili sorular

...